Geçmişte, kuru inek bakımı ve beslenmesi süt sığırcılığı işletmelerinde yüksek önceliğe sahip değildi. Kuru inekler genellikle ihmal edilip geri planda kendi haline bırakılırdı. Bugün kuru inek yönetimi, toplam sürü yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Esasen, 50- 60 günlük kuru dönem inek sağlık sorunlarının en aza indirilmesi, süt üretimini artırma ve buzağı sağ kalımının geliştirilmesi gibi konularda, hayvan bakımının en kritik aşaması olabilir. Mükemmel bir kuru inek programı sürdürmenin beş anahtarı vardır.
Kuru Dönem Uzunluğu
Araştırmalar 50 ila 60 gün süreli bir kuru dönemin, sağlık, üreme ve süt üretimi açısından en uygun ve en ekonomik olduğunu göstermiştir. 40 günden daha kısa bir kuru dönem, yaklaşan laktasyonda süt üretimini azaltacak ve metabolik bozukluklara yol açabilecektir. 70 gün veya daha uzun süreler, süt üretimi için fazladan bir fayda getirmeyecektir ve sağılmama maliyeti kar oranını düşürecektir. Önceki laktasyon sırasında üreme veya beslenme sorunları nedeniyle kuru dönem süresi 60 günü geçen inekler olabilmektedir. Doğum sonrası daha az metabolik ve beslenme bozukluğu yaşamak için bu ineklerin vücut kondisyonlarına dikkat edilmelidir. Kuru dönem, yalnız meme bezleri için değil, günümüzün yüksek süt üreten ineklerinin sindirim sistemleri için de dinlenme ve yenilenme zamanıdır.
Kuru İnek Mastitis sağaltımı
Kuru inek mastitis sağaltımı, mastitisi önlemede en önemli yönetim aracıdır. Kuru inek mastitis sağaltımının birincil işlevi, laktasyon döneminde baskılanmış olan bakteriyel enfeksiyonların ortadan kaldırılmasıdır. İnek kuruya ayrılırken dört memeden alınacak numuneler, laboratuvar ortamında bakteriyel izolasyon ve üreme gözlendiği takdirde bakteriyel direnç testine tabi tutularak tedavi edilebilir. Kuru dönem mastitis sağaltımı zahmetsizdir ve çok daha az maliyet getirir. Sürüde kuruya çıkan inekler için bu yöntemin uygulanması, mastitis enfeksiyonlarının önlenmesinde oldukça önemli bir hamle olacaktır. Kuru inek sağaltımının ikinci amacı kuru dönemde meydana gelebilecek yeni enfeksiyonları önlemektir. Istırabı uzatan bir kaç gün aralıklı sağılma yerine, sağım aniden durdurulmalıdır ve uzun dönem etkili kuru dönem meme tüpleri kullanılmalıdır.
Vücut kondisyonu
Yüksek verim süt ineği genetik potansiyeli kadar üretebilmek için laktasyon öncesi yeterli vücut kondisyonuna sahip olmalıdır. Kuru dönem sonunda inek yaklaşık 3.5 vücut skoruna sahip olmalıdır. 1 ila 5 arasında göstergede, 1 çok zayıf ineği 5 oldukça obez bir ineğin skoru olacaktır. Kuru dönem laktasyon döneminde kaybedilen vücut rezervlerini yenilemek için en uygun zamandır, vücut skoru istenilen seviyede değilse, (3.5 den düşük) kuru dönem boyunca daha yoğun bir besleme ile bu durumda olan hayvanların kondisyonuna ekleme yapılabilir. Vücut skoru 4.0 ile 5.0 arasında öbez inekler kuru dönem boyunca vücut kondisyonları düşürülmeye çalışılır. Araştırmalar, kuru dönemden öbez çıkan hayvanların ileride enerji dengesini korumak için yağ dokularını harekete geçirdiklerini göstermiştir. Bu durum yağlı karaciğer ve ketozise yol açabilir. Kuru ineklerin ve sağım sürüsünün rutin olarak vücut kondisyon puanlamasını yapmak, daha etkili bir sürü yönetimi için gerekli olan başka bir yönetim aracıdır.
Barınma
Kuru inekler sağılan sürüden ayrılmış olmalıdır. İdeal olarak, doğumu yakın (2 ila 3 hafta) olan kurudaki inekler ve kuruya yeni çıkmış inekler ayrı birer grup olmalıdır. İki grup halinde bakım yapmanın en önemli nedeni beslenmedir. Doğumu yakın hayvanlara, yeni kuruya ayrılmış hayvanların kuru madde alımı, besin ihtiyaçları, besin yoğunluğu ve oranları birbirinden farklıdır. Yeni kuruya ayrılan ineklerin aksine, doğumu yaklaşmış olan ineklerin rasyonları, sağmal ineklerin beslenmesi ile benzerdir. Ayrıca kuru ineklerin barındıkları yerler her gün birkaç kez görülebilecek bir şekilde konumlanmalıdır. Barınaklar kuru, temiz ve çok kalabalık olmamalıdır.
Beslenme ve Beslenme Yönetimi
Beslenme ve beslenme yönetimi aşaması, muhtemelen tüm kuru inek programının en önemli bileşenidir. Burada en önemli amaç, kuruya ayrılmış ineklerin besin ihtiyaçlarını karşılayacak, kuru madde alımına dayalı bir rasyon oluşturmak ve besleme yapmaktır. Diyet, kaba yem ve konsantre yem olarak iki bileşene ayrılabilir. Kaba yem beslenmenin temelini oluşturmalıdır, konsantre yem hayvanların diğer besin ihtiyaçlarını karşılamak için yem yetersizliklerini telafi etmek için eklenir. Rasyondaki kaba yem miktarı, toplam rasyon kuru maddesinin en az %60’ı olmalıdır. Besleme için yüksek kaliteli uzun saplı kuru ot ve saman idealdir. Kuru ot ve saman işkembenin düzgün işleyişini sağlar, işkembe kas dokusunu korur, geviş getirmeyi teşvik eder, işkembe duvarı zarının yenilenmesine ve düzenlenmesine yardımcı olur.
Baklagillerle besleme, aşırı besleme enerjisine ve (veya) proteine yol açabilir. Kalsiyum ve potasyum içeriği yüksek olan yonca gibi kaliteli baklagil otları ile tek başına beslemeden kaçınılmalıdır. Yüksek enerji içeriği yüzünden mısır silajı, kuru ineklerin için tek kaba yem kaynağı olarak kullanılamaz. Mısır silajı, toplam kuru madde oranının % 40’ı ile sınırlandırılmalıdır. Örneğin 500 kg bir kuru inek günde yaklaşık 10 kg kuru madde tüketmelidir, bu durumda 10 kg civarında mısır slajı (%35 kuru madde bulunduran) rasyonda bulunabilir.
Kurudaki ineklerin kaba yem tarafından karşılanmayan besin ihtiyaçları için, bir hububat karışımı formüle edilerek rasyona eklenebilir. Minerallerin uygun alımını sağlamak için, tahıl karışımı içine gerekli mineraller birleştirilerek dâhil edilebilir. Koruyucular ve tuz, meme ödemi ihtimalini artırması nedeniyle kuru inek beslemesinde olmamalıdır. Süt humması gelişimindeki rolleri sebebi ile muhtemelen kuru inek beslenmesinde en çok tartışılan ve araştırılan mineraller, kalsiyum ve fosfordur. Güncel öneriler süt humması sıklığını azaltmak için, besleme rasyonunda, 100 gramdan az kalsiyum ve 40 gramdan az fosfor bulunması yönünedir.
Doğumu yaklaşmış kuru inekler için en geçerli besleme yönteminde; koruyucular ve tuzlar hariç, laktasyondaki ineklerin diyetinde bulunan kaba ve konsantre yemlerin tümünün dahil olduğu bir rasyon formüle edilir. Yeni kuruya çıkmış ineklerin rasyonu ile karşılaştırıldığında, bu yöntem genellikle konsantre yem miktarının beslemede artırılması ve kaba yem miktarının azaltılmasını içerir. Böylece, NFC’ler artmış (None fiber carbohydrates), örneğin şeker ve nişasta gibi ve NDF’ler (Neutral detergent fiber) rasyon da azalmıştır. Konsantre yemin artan seviyesi, fermentasyon esnasında üretilen yağlı asitleri absorbe etme işlevi gören işkembe papilla gelişimini artırır. Buna ek olarak, fazla kilolu veya doğum öncesi 2-3 haftalık dönemde düşük enerji besleme yapılan kuru inekler, laktastyona girdiklerinde insüline daha az duyarlı olacaktır. Bu geçici diyabet, vücut yağlarının aşırı mobilize olması soncunda karaciğer yağlanmasına ve ketozise sebep olur. Bu 2-3 haftalık geçiş döneminde, tahıl ve konsantre yemi ile besleme sonucu, inek hormonal sistemi daha yüksek enerji ve glukoz kullanır. Bu durum, inekler doğumla birlikte laktasyon beslemesine girdiklerinde, büyük ölçüde metabolik bozuklukların oluşma sıklığını azaltacaktır.
Son yıllarda, geçiş dönemi rasyonununa yağ dâhil edilmesi ve rasyondaki protein kaynağı ve miktarı dikkat çeken hususlar olmuştur. Geçiş rasyonuna destekleyici yağ ekleme rasyonun enerji yoğunluğunu artırır ve ineğin laktasyon beslemesine alışmasını sağlar. Bazı araştırmalar bypas protein düzeyinin rasyonda 2 ila 3 puan artırılmasının metabolik riskleri azaltacağını öne sürmektedir. Ancak yeni çalışmaların sonuçları, rasyonda bypas protein miktarının yükseltilmesinin, laktasyon performansını artırmadığını göstermiştir. Bir geçiş rasyonu için önerilen; %14- 15 ham protein ve bu miktarın % 33-38’i oranında bypas protein içermesidir.